Yorgunluğa Ne İyi Gelir?
Devamlı yorgunluğunuzun nedeni kansızlık ya da depresyon gibi rahatsızlıkların olma ihtimali vardır. Yorgunluğa eşlik eden başka hastalıklarınız var ise bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin. Çünkü çoğu zaman göz ardı edilen yorgunluk, ciddi bir hastalığın belirtisi olabilmektedir. Son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz yoğunluk şikayetleri bir hastalığın sebebi olabilir. Bazen kısa bir dinlenmeden sonra geçen, bazen de uzun süren yorgunluğunuz “kronik yorgunluğa” dönüşebilir.
Bir kişinin çalışırken yeterli fiziksel veya psikolojik enerji bulamadığı durumlara yorgunluk hissi denir. Kişi akşam erken yatsa da sabah kalktığından öğlene kadar tüm enerjisini harcaması da yorgunluk olarak tanımlanır. Yorgunluğun türleri vardır. Bu; Zihinsel, fiziksel ve kronik yorgunluk olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Kişi kendini sürekli yorgun ve halsiz hissediyorsa ve bu durum 6 aydan uzun süredir devam ediyorsa kronik yorgunluk sendromu yaşıyor olabilir. Genel olarak, mevsimlerle birlikte daha belirgin hale gelen yorgunluk hissi, buna yorgunluk, uykusuzluk, vücutta karıncalanma, halsizlik ve enerji eksikliği eşlik eder. Kronik yorgunluk kişinin fiziksel aktivitelerini etkileyebilir ve psikolojik olarak tehdit edici olabilir. Şimdi yorgunluğa ne iyi gelir beraber inceleyelim.
Neden Yorgun ve Halsiz Hissederiz?
Yorgunluk hissi ve halsizlik kişinin günlük işlerini yapamaması olarak tanımlanabilir. Bazı kişilerde yaş nedeniyle ani bir atak olabilir. Genç yaşta birey yemek yemeye, uyumaya ve dinlenme eylemlerinde bile yorgun hissedebilmektedir. Bunun tembellikten mi, enerji eksikliğinden mi yoksa hastalıktan mı kaynaklandığını belirlemek çok önemlidir. Bu yüzden yorgunluk ve halsizliğe neden olan bazı faktörler vardır. Bunlar;
- Kansızlık: Yorgunluğun sıklıkla görüldüğü hastalık grubu anemidir. Burada oksijen taşıyan hemoglobinin eksikliği bireyin kendini yorgun ve halsiz hissetmesine sebep olmaktadır. Bu durum olan bir kişi kesinlikle uzman bir doktor muayenesinden geçmelidir.
- Depresyon ve Stres: Yorgunluğa neden olan bir diğer etkenlerdendir. Depresyon ve stres kişinin kendini halsiz ve yorgun hissetmesine neden olmaktadır.
- Tiroit Hastalıkları: Endokrin hastalıkları, özellikle hipotiroidizm de aşırı yorgunluğa neden olmaktadır. Hatta hipotiroidizmi olan kişilerin çevrelerinde tembel olarak tanımlandığı bile söylenmektedir. Bunlar iş yapmak istemeyen, ilerlemeyi zor bulan ve iş yapma konusunda kendilerini yetkin hissetmeyen kişilerdir. Şeker hastaları doğası gereği endokrin hastalıkları kategorisinde yer almaktadır. Bu nedenle her zaman yorgundurlar. Bu insanlar kendilerini yorgun, halsiz ve çaresiz hissetmekte, şeker seviyeleri yüksek olduğunda günlük yaşamları kesintiye uğrayabilmektedir.
- Kanser: Yorgunluk bazı erken evre kanserlerin bir belirtisi olabilmektedir. Kanser hücreleri vücuttaki tüm sistemleri bozarak yorgunluğa sebebiyet vermektedir. Örneğin, kansızlık yapmış ve beslenmeyi sekteye uğratıyorsa yorgunluğa neden olabilir. Ayrıca tümör insan vücuduna göre çok hızlı bir metabolik aktiviteye sahiptir. Kısacası şekeri oldukça hızlı tüketir, bireyin kan şekerini düşürür ve daha fazla oksijen tüketir. Bunun ne önemli nedeni ise tümörlerin hızlı büyüyen bir doku olmasıdır. İhtiyaçları oldukça fazladır. Bu yüzden kişi kendisiyle savaşmaktan ve onlara harcama yapmaktan yorulabilir.
- Kalp Hastalıkları: Kalp yetmezliğinin en önemli faktörlerinden biri de yorgunluktur. Bu durum kalp hastalıklarının en erken teşhis edilenidir. Kalp yetmezliği kalbin oksijen ihtiyacını gidermesine engel olduğu için yorgunluğu arttırmaktadır. Buna bağlı olarak kişi bir kat dahi çıksa yorulmakta ve nefessiz kalabilmektedir.
- Enfeksiyon hastalıkları: Vücutta farklı nedenlerden dolayı baş gösteren bu hastalıklar, yorgunluğun sıkça görüldüğü nedenlerini oluşturmaktadır. Bunlar; kalp zarı iltihapları, verem, parazit hastalıkları, karaciğer iltihaplanması ve AIDS şeklinde sıralanmaktadır.
- Metabolik hastalıklar: Böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, yüksek kalsiyum ve düşük potasyum seviyeleri gibi durumlarda vücuttaki kandaki tuz ve mineral miktarında azalmaya yol açarak yorgunluğa neden olur. Bu hastalıklarda erken tedavisi oldukça önemlidir.
Yorgunluktan Nasıl Kurtulabiliriz?
Bu noktada çalışma ve dinlenme zamanını doğru şekilde ayarlamanız oldukça önemlidir. Kısa ve sık dinlenme aralıkları verilerek yorgunluk önlenebilir. Çalışma ortamı iyi bir şekilde havalandırılmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk bir ortam vücudumuza fazladan yük bindirebilir. Vücuttaki hafif dehidrasyon bile metabolizmanızı yavaşlatabilir.
Metabolizma hızı hakkındaki yazımızı okumak için tıklayınız.
Metabolizma yavaşlama sebebi ile; günde en az 8-10 bardak su içmeli, kahve ve çayı mümkün olduğunca az tüketmelisiniz. Düzenli olarak 30 dakika yürümek, ağırlığı dengelemeye, kemik sağlığını korumaya ve iyileştirmeye yardımcı olur. Düzenli egzersiz ile metabolizmanız hızlanır ve daha fazla enerji üretir. Kardiyovasküler sistem ve solunumun düzenlenmesini, oksijenin dokulara yeterli düzeyde iletilmesini sağlamaktadır.
Beslenme ve Yorgunluk Arasındaki İlişki
Az miktarda yemek yediğinizde, öğün atladığınızda, aşırı beslendiğinde ve çok fazla karbonhidrat tükettiğinizde kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Bu da kan şekerinizin düşmesine veya kilo almanıza neden gösterir. Ciddiye almadığımız basit hatalar sizi yorar, beslenme hatalarımız özellikle de vitamin ve mineral eksikliklerimiz bu hataların başında gelir. B12 vitamini eksikliği, yorgunluğa neden olduğu bilinen en yaygın vitamin eksikliklerinden biridir. Özellikle unutkanlığa bağlı yorgunluk durumlarında bu eksiklik akılda tutulmalıdır.
Beslenme ve yorgunluk arasındaki ilişki söz konusu olduğunda mineral eksikliklerini de unutmamak gerekir. Özellikle demir eksikliği aneminin olmadığı yani aneminin olmadığı dönemlerde bile yorgunluğa yol açabilmektedir. Anemi oluştuğunda yorgunluk derinleşir. Magnezyum eksikliği de önemli bir yorgunluk faktörüdür. Kas krampları ve seğirmelere bağlı yorgunluklarda ilk olarak magnezyum eksikliğinin hatırlanması önerilir. Potasyum ve sodyumdaki azalmanın da yorgunluğun önemli bir nedeni olduğuna saplanılmıştır. Özetle, yorgunluk ve beslenme yakından ilişkilidir. Ayrıca daha az yediğinizde, öğün atladığınızda, aç olduğunuzda çok yediğinizde, kan şekerinizin düşmesine neden olan çok fazla karbonhidrat yediğinizde veya fazla yağlanıp kilo aldığınızda kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Yani diyetiniz, tercihleriniz, ne kadar az yediğiniz, ne yediğiniz, ne zaman yediğiniz, neler yediğiniz hepsi yorgunluk şikayetlerinizi açıklamada çok ama çok önemli noktalardır.
Yorgunluğu takviyelik gıdalarla gidermek mümkün müdür?
Evet mümkündür. Bu takviyelik gıdalar; Ginseng, magnezyum, D vitamini, B12, demir, arı poleni, meyan kökü ekstresi, Koenzim Q10, Dhea ve Efedra’dır.
Düzenli spor yapmak yorgunluk ve halsizliğe iyi gelir mi?
Düzenli spor yapmak veya yürüyüş yapmak sağlıklı bir vücut için olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Günde yarım saat ya da bir saat koşu, yürüyüş, egzersiz yapmak hem kan akışını düzenlemeye hem de ilgili organlara etkin bir şekilde besin sağlanmasına yardımcı olur.